Nane, antik çağlardan beri hem kendine özgü aroması hem de tıbbi değeriyle bilinen en değerli bitkilerden biridir. Yüzyıllardır hazımsızlık ve ruhu dinlendirme amaçlarıyla kullanılan, İnkaya’nın zengin topraklarında can bulan, eline bir de su verdiğinizde şifalar dağıtan bu nadide bitkinin gelin hikayesine hep beraber bakalım…
Yunan efsanesine göre nane (Mentha- Minthe), güzeller güzeli bir su perisiydi, dokunduğu her yere şifa dağıtan, yardıma ihtiyacı olan herkese yardım eden bir peri. Bereket ve tarım tanrıçası olan Demeter bu güzel perinin iyiliklerinin bir karşılığı olduğunu düşünerek ona büyük bir görev bahşetti.
Minthe artık bir peri değil, suda can bulan dokunduğu her yerde yeşeren bir bitki olan naneye dönüşmüştü. Bir adımıyla eş değer 1 gr’lık tohumları yeryüzünde can bulmaya başlamıştı artık.
Nane belirgin bir kare gövdeye ve bolca kardeşlere sahiptir. Sap uçlarında Haziran ayında açan çiçekleri, etrafı pembe ila leylak renkleriyle görsel şölen yaratır.
Nane, tüm ılıman bölgelerde 1000 metre yüksekliğe kadar rahatça yaşayabilir. Güneşin dağların ardından yükseldiği, zengin toprak yapısına sahip İnkaya’da üç yılda bir kendisini yenileterek her zaman taze kalmakta, Haziran ve Temmuz aylarında bizlere verimini bahşederek gereken noktalara ulaşmaktadır.
Nane hidrosolü, yağı ve bitkinin kendisi çok farklı alanlarda evimizin her köşesinde yer edinmiştir. Günün yorgunluğunu atmak için duş suyunun içine karışan nane suyu, kozmetik, ilaç ve gıda endüstrilerinde (sakız, öksürük damlaları, likörler, vb.) uçucu yağı, çok çeşitli yiyecekler için taze ve kuru yaprakları …
Eski zamanlardan beri şifacıların karışımlarının içerisinde attığı özel bir malzeme olarak bilinmesi, Mısırlılar, Romalılar ve Yunanlılar hazımsızlıkla mücadele etmek için kullanmaları, günümüze kadar bağırsak sendromu tedavisi gibi farklı çözümlerle bize gelmiştir.
Ve bizler için bir antioksidandan daha fazlasıdır … A vitamini, B-karoten, C vitamini ve E vitamini gibi antioksidan vitaminler, folik asit, B2 ve B6 içerir ve potasyum, kalsiyum, demir, manganez ve magnezyum gibi minerallerin ve K vitamininin mükemmel bir kaynağıdır.
Güneşin ilk ışıklarıyla arttırdığı etken maddesi, görünüşünü süsleyen mor çiçekleri, başını okşadığınızda ruhani rahatlatması, Demeter’in yeryüzüne bahşettiği mucizevi bir hediyedir.